Mart-Nisan / 1996 | 986
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Ankara Tandoğan Meydanı’nda bir miting düzenlendi. Mitinge ilk kez eşcinseller de katıldı. Kaos GL’den ve Venüs’ün Kızkardeşleri’nden erkek ve kadın eşcinsellerin birlikte katıldığı miting, Kaos Eşcinsellerinin ilk sokak eylemi oldu. Eylem, ‘coming out’ sorununun medyaya poz vermekle değil, hayatın içinde mücadeleyle ortadan kalkacağını göstermesi açısından da genel bir önem arz ediyor. Kaos GL ile Venüs’ün Kızkardeşleri’nin dayanışması, eşcinsellerin birliğinin önemi ve gerekliliği açısından da özel bir anlam taşıyor.
Derginin ortasında okuyabileceğiniz bildiriyi, mitingde dağıttık. Ortalama 500 kişinin katıldığı mitingde bildiri merak ve şaşkınlıkla karşılandı. Çoğunluğun, bildirileri okuduğunu gözlemlemek de sevindiriciydi. Miting alanında, mitingi düzenleyen platform görevlileri, mesajımızı okumadı. Hiç de hoş olmayan bu durum, bizleri şaşırtmadı; doğrusu, sözkonusu zihniyetin değişmesi zaman alacak. Başlangıçtaki heyecanımızı yenerek, coşkuyla halaylar çektik ve kendi sloganlarımızı haykırdık. Tekrar tekrar “Toprak, Komün, Özgürlük”, “Kaos Kaos Kaos”, “İbne Değil Eşcinsel, Gay Lezbiyen Burdayız” diye haykırdık. İki gruptan destekleyici alkış geldi. Bununla birlikte, toplumsal eşcinsel imajına uymuyor olmalıydık ki çoğu insan şaşkınlıkla bakıyordu. Bu durum, açık ve gizli bütün eşcinseller açısından olumlu bir etki yaratabilir. Şaşkınlıkla izleyenlerin, okulda, sokakta, fabrikada ve sendikada arkadaşlarıydık ve onlar bunu gördü. Üstelik bu bir başlangıçtı.
Başta da söylediğimiz gibi bu bir 8 Mart mitingiydi. Yani kadınların günüydü! Başka mitinglere binlerce insan katılırken, buna ancak 500 kişiyi geçen bir kitlenin katılması üzücü olmakla birlikte tam bir rezalettir. Kadın mitingi olduğu için önemsenmediğini söylemek kesinlikle doğru olur. Bu ikiyüzlülüğün sorgulaması yapılmadan, hiçbir sözün anlamı olmayacaktır. Binlerce üyesi olan memur sendikalarının, kadın üyeleri acaba miting yapılırken, evlerinde hafta sonu temizliği yapıp, çamaşır mı yıkıyorlardı? İşten çıkıp, iş arkadaşı kadını ya da karısını eve yemek yapmaya ve çocuk bakmaya gönderirken, kendisi sendikaya giden erkekler bu ikiyüzlülükle hangi mücadeleyi verebilirler? Kimse bizden, kadınları yedek güç olarak gören ve toplumsal kadınlık ile toplumsal erkekliği sorgulamadan sahte bir kadın-erkek eşitliğinden sözeden zihniyetin samimiyetine inanmamızı beklemesin.
Ve siz eviyle evli kadınlar: Kapitalistler için çalışmanın neyi kutsalsa, çok matahmış gibi “emekçi kadın”diyenler, eviçi emeğinizi görmezden gelirken, bu ikiyüzlülüğe karşı daha ne zamana kadar susacaksınız?
Erkek ve kadın eşcinsel arkadaş, onurlu ve özgür bir hayatı, kimse bize sunmayacak. Ancak onu biz, mücadelemizle yaratabiliriz.
KAOS GL
E-posta bültenimize kayıt olup anlık olarak gelişmelerden haberdar olabilirsiniz!