Ocak-Şubat / 2012 | 1501
Muhafazakârlık; işte tüm mesele bu…
Türkiye giderek daha mı muhafazakârlaşıyor? Yoksa muhafazakârlık kodları mı değişiyor? Demokrasi ile muhafazakârlık aynı cümlede kurulur mu? Kimler, neleri muhafaza ediyor? Neler, ne pahasına muhafaza ediliyor? Muhafazakârlık, kendisini her zaman dinlere refere ederek mi var ediyor? Muhafazakârlık, mevsim koşullarına nasıl uyum sağlıyor? Muhafaza etmek, bölerek çoğalmayı mı yordam biliyor? Zamane muhafazakârlığı, neye daha çok dikkat ediyor? Muhafazakârlığın değerleri, zamanla değişim gösteriyor mu? Peki, muhafaza etmeyen var mıdır?
…soruları etrafında derlendi elinizde tuttuğunuz 122. sayı. Editörlüğünü Remzi Altunpolat’ın yaptığı dosyamızın konuklarından Ahmet Kavas, sanatın ahlak yargıları ile yaşadığı cebelleşmeyi; Doğancan Özsel -hastalıkta ve sağlıkta- eşcinsellik ve muhafazakârlık tartışmasını; Erdal Partog, endişeli muhafazakârların aile politikalarını; Fatih Yaşlı, dünya ve özellikle Türkiye çemberinde muhafazakârlık tarihini; İmge Oranlı, Evren Savcı’nın Türkiye LGBT hareketi ve muhafazakârlık ilişkileri üzerine anlattıklarını; Kansu Yıldırım, muhafazakârlık-kapitalizm-sakıncalı kimlikler üçgenini; Levent Şentürk, “bozulan muhafazakârlık”ı; Pınar İlkkaracan, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini sonsuza kadar müdafaa ve muhafaza etmeyi dert edinen bir Başbakan’la yaşamayı; Simten Coşar, muhafaza ederken yok etmeyi; Volkan Yılmaz, Türkiye’de muhafazakâr demokrasinin sınırlarını; Yasemin Özgün ve Deniz Ulusoy ise yeni muhafazakârlık, artan erkek şiddeti ve kadına karşı kutsal ittifakı kaleme alıyor.
Ahmet Yıldız ile yolları, yaptıkları “Zenne” filmiyle kesişen yönetmenler Caner Alper ve Mehmet Binay’ın yoluna bu sefer Kaos GL çıkıyor; Murat Köylü ve Umut Güner sorularını soruyor. Dosyamızın diğer söyleşi konuğu ise, Serhat Korkmaz’ın sorularını yanıtlayan BDP’li milletvekili Sırrı Süreyya Önder… Yani Kaos GL, ağzına kadar dolu bir dosya ile 2011 yılının son sayısında karşınıza çıkıyor! Dosya -ikinci Şahin vakası da denebilecek- İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in, “Domuz etinden Zerdüştlüğe kadar, bilmem hangi ulustan, kardeşlikten, çok özür dilerim eşcinselliğe kadar, her türlü namussuzluğun, ahlaksızlığın, gayriinsani durumun olduğu bir ortam.” nefretine de “cuk!” diye oturuyor.
Hande Öğüt, hayat taşıyan cümlelerini, “Salgından Korkuya, Sessizlikten Aydınlanmaya” yazısıyla AIDS üzerine edebiyatı bizlere anlatmak için harcıyor. Cenk Erdem, “Disosya Harikalar Dünyası”nı yöneterek ve “Limonata”yı yazarak şimdilerde sahnede büyüdükçe büyüyen, Tiyatro Sıfırnoktaiki’den Sami Berat Marçalı ile bizler için sohbet ediyor. Gülistan Aydoğdu, Berlin Eyalet Meclisi seçimlerinde Die Linke Partisi’nden milletvekili seçilen Hakan Taş ile kısa bir röportajı dergiye taşıyor. Kıvılcım İlbaşı, “Bakunin’den Lacan’a: Antiotoriteryanizm ve İktidarın Altüst Oluşu” kitabı üzerine derlediği açılış yazısı ile Kütüphane sayfamızın süreğen konuğu olmayı hedefliyor. Onur Caymaz, “Ben Yaptım, Olmadı…” yazısı ile, “öyle steril ve elit ki ter yok, gözyaşı yok; iki adam bunca sevişiyor romanda, boşalan yok…” dediği son Ayşe Kulin kitabı “Gizli Anların Yolcusu”nu bizlere anlatıyor. Osman Bulugil ise, tüketilen futbolcu yüzlerine değinmek adına Barcelona’ya mercek tutuyor.
122. sayının kapak konuğu Erinç Seymen; UMUM konuğu ise Necla Rüzgar oluyor. Yalnız, nefessiz, örgütsüz ve haksız hissettirilmeye çalıştığımız anların sembolik duruşları olan LGBT ve feminist eylemlerinden derlediğimiz arşivlik görseller de, dosya konumuza uyan bir tılsım taşıyor.
123. sayının dosya konusunu paylaşma zamanı geldi: Milliyetçilik. Yazılı ve görsel katkılarınızı dergi@kaosgl.org adresi ile 5 Şubat’a kadar paylaşın lütfen!
Yeni yılı anmadan elbette bitmez bu yazı. Nefretsiz yıllarda buluşmak dileğiyle her sayıda…
E-posta bültenimize kayıt olup anlık olarak gelişmelerden haberdar olabilirsiniz!