Mayıs-Haziran / 2019 | 1342
OHAL literatürü bizlere hukukun askıya alınmasını, yöntemlerini, kime karşı nasıl durumlarda ilan edildiğini, kısacası rasyonalitesini anlatır. Dolayısıyla söz konusu ülke Türkiye ise örneğin Olağanüstü Hal ilan edebilecek makam, ne kadar sürebileceği, hangi bölgeyi kapsadığı, usulü, konusu Anayasa’da belirlenmiştir. Olağanüstü hal ilân kararının amacı, olağanüstü hal ilânına yol açan sebepler yüzünden bozulmuş olan kamu düzeninin “yeniden” sağlanmasıdır. Burada “yeniden” kelimesini önemsiyorum. Zira “sebebe bağlı bir işlem” olan OHAL bu sebeplerin bertarafını, OHAL öncesi ülke düzenini sağlamayı vaat eder.
Ancak ilk defa bir olağanüstü hal devleti, iktidarı, kamu düzenini korumak için değil dönüştürmek için kullanıldı. Dolayısıyla içinden geçtiğimiz bu süreçte hukukun değil onun dayandığı mantığın askıya alındığını görüyoruz. Devlet ve toplumun dinamiklerini düzenleyen modern aklın bozulduğu bu çağda iktidarın yarattığı bu istisnai duruma karşı, karşı bir istisnai durum yaratmamız gerekiyor. Adalet arayışındaki araçlarımızdan biri olan hukuk içinden gelen argümanlarımız, bildiğimiz, anlamlı dediğimiz bütün önemli kavramların içi boşaltılmış durumda.
Hukukun insan hakları ihlali aracı olduğu ve adalete erişimin imkansızlaştırılmasıyla çalışan bu yeni hukuk sisteminin LGBTİ’ler için ne ifade ettiğini tartışmaya açmak istedik bu sayıda. Mücadele için anlamlı bulduğumuz her kavramın günbegün tarumar edilişine tanıklık ederken yeni insan hakları ihlali tipolojisini masaya yatırdığımız bu sayıda hukukçu, siyaset bilimci, sosyolog ve aktivistler eşlik etti Kaos’a.
“Bir İnsan Hakları İhlal Aracı Olarak Hukuk” sayısında bizlere eşlik eden isimlerden Kerem Altıparmak Baskent’te LGBTI Yasakları’nı; Oya Aydın “LGBTI Hareketine Buyuk Tecrit” başlıklı yazısıyla Türkiye’deki hareketin tespitlerini; Melek Göregenli yasaklarla birlikte gerçekleşen kamusal alanın dışına atma ve gayrı meşrulaştırma stratejilerini; Emre Turkut OHAL ve başkanlık sistemini; Öykü Didem Aydın ise Obergefell v. Hodges uzamında LGB+’ların evlilik haklarının dünden bugüne olan seyrini kaleme aldı.
Dosyada, TCK 122 nefret ve ayrımcılık maddesinin nefret suçları bağlamında değerlendirilmesini Emrah Şahin’in yazısıyla incelerken, Kerem Dikmen trans geçiş süreciyle birlikte resmi evraklardaki düzenlemelere dair güncel durumu “Diplomatik Ayrımcılık” yazısında kaleme aldı. Bu sayımızın yazarlarından Emrah Aslan ise, İran İslam Cumhuriyeti örneği üstünden hukukun vesayet eliyle ihlal mekanizmasına dönüşmesini Kaos GL okuyucuları için inceledi.
Güncel Sayfalarda bize katkı sunan yazarlardan Özgür Akın, Sinan Tuncay imzalı müzik video klipleri değerlendirirken; Ali Murat Gali Drag Queen performans kültürünü; Burcu Şenel bir eylem olarak dostluğu; Hatice Kapusuz çocuk kitaplarındaki heteronormativiteyi kaleme aldı. Aslı Alpar’ın gerçekleştirdiği “Cinsel Şiddetle Mücadele İçin Kavramlar” söyleşi dizisinde bu sayımızda “Gaslighting” kavramını ele alıp; Damla Umut Uzun’un Rina Kika ile yaptığı söyleşide Kosova’daki hukuksal durumu inceliyoruz. Kadın Kadına Öykü Yarışması’nın birincilik ödülünü kazanan Tuğçe Tüfeng’e ait “Arzu’nun Yaşamı”öyküsü ise Kaos GL okuyucuları için 166. sayımızda.
Kaos GL Dergisi’nin bir sonraki sayısında +lara, LGBT’nin içine sığmayan laçolara, laçonyalara, lubunlara, lubunyalara, diginlere, böcüklere, aktifler ve full p’lere, bakışıklara, ablacılara, ablalara, peripellalara, bacıkolilere, doğan görünümlü şahin, ka gey, gacı, gacı gibi, has gacı, dönme, travesti, travestit, yan sanayilere ve bütün çokluğuyla cinselliğe ve cinsiyete dair her şeyi tartışmaya açıyoruz. Katkılarınızı 10 Haziran tarihine kadar editor@kaosgl.org adresine bekliyoruz.
Katkı sunan herkese teşekkür ederiz.
Aylime Aslı Demir § Umut Güven
E-posta bültenimize kayıt olup anlık olarak gelişmelerden haberdar olabilirsiniz!